Retro Evlere Eskitme Yüzeyler
70'li yıllara retrospektif bir sevdayla bağlı evlerin, zaman geçtikçe bu tutkuyu kaybetmeyen yaşam alanlarının arttığını görüyoruz. Onlar, bu nostaljik duyguyu sadece dönemin karakteristik mobilyalarıyla değil, eskitme efektli yüzey kaplamalarıyla da yaşatıyorlar.
- 26 Temmuz,2022
- 3 dk okuma
- Bu içerik 1188 kişi tarafından okundu
- Yorumlar (0)
Retro terimi, bugünün en sık kullanılan kelimelerinden biri (hatta en çok da merkür gezegeni ile anılmakta). Oysa retro, bir tanım olarak modadan müziğe, dekorasyondan makyaja kadar uzanan geniş bir yaşam tarzı çatısı. Geçmiş dönemlerin özelliklerini bugünde yaşayanların ortak tavrı.
Aslında retro hareketi, sanayi devriminden bu yana üretilen stillerin yeniden şekillendirilmesiyle var olmuş bir ekol. Tasarımcılar geçmişten ilham alan veya yeniden yaratılan stilleri karakterize etmek için "retro stil" terimini kullanmaktalar. Kökeninde Fransızca bir kelime olan retro, retrospektifin kısaltması ve 1950-1970 dönemini çağrıştıran Fransız modası için kullanılmaya başlanmış.
Daha sonra, İngiliz kültürüne moda medyası ile girmiş ve geçmiş dönemlerin canlanması tanımına ulaşmış. Günümüzde 1920-1950 yılları arasında popüler olmuş stilleri vintage terimi altında topluyoruz. Bir asırdan eski stiller ise antik stil olarak adlandırılmakta. Retro ise çoğunlukla 50, 60 ve 70'ler için geçerli kabul ediliyor.
Retronun eski ama eskimeyen yüzünün her daim popüler olmasının temel bir nedeni var: Retro estetiği, insanlara evlerinde 70'lı yılların renkli, özgür, genç, sanat odaklı stilini yansıtmalarına yardımcı olan yegane dünya. Artık retro, dekorasyon ve moda dünyasının "bir klasiği".
Ancak onu yaşatırken mutlaka eskicilerden veya bit pazarlarından alışveriş etmeye gerek yok zira modern tasarım 70'lerden ilham alarak pek çok ürün yaratıyor ve böylece ortaya eklektik bir stil çıkıyor. Üstelik bu yönelim sadece renk, desen ve formlarla değil malzemelerle de desteklenmekte.
Retro stilinin dekorasyondaki karakteristik özellikleri
RENKLER: Retro tasarımların ilk karakteristiği, eğlenceli ve canlı bir iç mekan yaratmak için alışılagelmemiş renklerin kullanımı. Pop art veya funk çağrışımı yapan turuncu, kırmızı, fuşya, turkuvaz, pembe, fıstık yeşili gibi canlı renkler kimi zaman bir televizyonda, kimi zamanda bir kanepe -aynı mekanda- karşınıza çıkabilir.
FORMLAR: Retro denildiğinde bilmelisiniz ki form, işlevden daha önemlidir. Yani, retronun taşıdığı fantazi mobilya duygusu, ondaki işlevden daha ağır basmalıdır. Dolayısıyla retro ürün tasarımcıları, pratik veya kullanışlı mobilya değil, eğlenceli mobilyaların hayalindedirler. Bunu da veren formdur. Retro hareketinde bu yüzden bol miktarda yuvarlatılmış hatlar, üçgenler, asimetrik çizgiler, genişletilmiş ve büyütülmüş hacimler öne çıkar.
DESENLER: Retronun dekorasyondaki kimlik kartı gibi olan desenler, ilk bakışta farkedilen ve birbiriyle yarışan grafikler bütünüdür. Çoğunlukla çiçekleri, karışık çizgileri, kaleydeskopik ve abstrakt grafikleri kullanan retroda, bunların birinden yola çıkabilir ya da özgürce karıştırabilirsiniz
Retro stilinde duvar ve zemin kaplamaları
Retro stilinin yukarıda saydığımız temel niteliklerinin tümünün kullanıldığı duvar kaplamaları için ilk tercih, duvar kağıtları. Duvar kağıdı kullanımının zirvesi saydığımız 60'lı ve 70'li yılları bir hatırlayalım: All-over dediğimiz yekpare uygulanmış grafik desenler, tüm florasan renkleriyle duvarları kaplamaktaydı. Üstelik her odanın duvarlarında ayrı bir desen dünyası bulunabilmekteydi. Duvarlar, bir kaos dengesi şovu sunarken, üstleri yine poster ve afişlerle, neon yazılarla süsleniyordu.
Mutfak ve banyolarda parlak metro karolarının kullanıldığı bu dönemin en popüler desenlerinden bir diğeri ise zigzaglar. Moda dünyasından alınan ilhamla ortaya çıkan bu trendi bugünün tasarımlarında da görmekteyiz. Örneğin Çanakkale Seramik ailesinden Fabric serisi, zigzag desenini hardal ve adaçayı yeşili ile birleştiren karo dekorlarıyla gerçek bir 70'ler retrospektifi sunmakta. Diğer yandan yine Çanakkale Seramik'e ait Miniatile koleksiyonundaki Avenue serisi, metro karo aşıklarına 70'li yılların selamını getiriyor.
O dönemin zeminlerindeki ilk seçeneklere baktığımızda ise renk çılgınlığının bir devamı olan vinili görüyoruz. Ancak plastik bazlı bu malzeme, -duvarların aksine- desen yerine, tek bir renk olarak kullanılmış. Yine de, bir odadan digerine geçerken zemin renklerinin de değişeceğine hazır olmanız gerekiyor.
Retro evlerin -özellikle de loft tarzındaki yaşam alanlarının- gözbebeği, bir diğer gözbebeği ise eskitme zeminler. Günümüzde genellikle loft tarzı olarak tanımlanan, yüksek duvarları, tuğla dokuları, kocaman pencereleri olan ve çoğunlukla da nostaljik semtlerin iyi korunmuş binalarında yer alan bu evler, retro stiline daha fazla eğilim gösterdikleri için zeminlerinde de aynı ham, eskitilmiş, brüt yüzey hareketlerini seviyorlar.
Elbette ki, bu efektin günümüzde de yorumları mevcut. Örneğin, Kalebodur markasına ait Vernis serisi, eskitme metalik dokuyu sırlı porselen karolara yansıtan bir tasarım. Rektifiyeli ve yarı parlak olarak sunulan bu ürün antrasit ve kızıl seçenekleriyle sunulmakta. Metal yerine eskitme ahşap efekti arayanlar ise çözümü yine Kalebodur'un Vintage serisinde bulabilmekte. Amerikan cevizinin kendine has renk dalgalanmalarını porselen karoya taşıyan Vintage, özellikle salonlara eski rabıtaların nostaljik dokularını getirmekte.
Henüz yorum yapılmadı.