Sürdürülebilir Bir Japon Felsefesi: Kintsugi
Her gün bir önceki günden daha hızla tüketiyor, daha çabuk sıkılıyor, dikkatimizi toplamakta zorlanıyor. Elimizden kayıp giden konsantrasyonumuz ve tüketim çılgınlığı kol kola ilerliyor. Çağımızın hızlı tüketim ve her daim en iyiye ulaşma çılgınlığına seramik üzerinden yapıcı bir eleştiri adeta; Kintsugi. Kusursuzluğa bir tepki olarak kırıldığı yerden yenilenme üzerine bir bakış açısına sahip felsefenin sürdürülebilir ve pozitife eğilir bir tavrı var. Bu içeriğimizde popülerleşen onarma felsefesinin tüm detaylarını bulacaksınız.
- 9 Ağustos,2024
- 3 dk okuma
- Bu içerik 759 kişi tarafından okundu
- Yorumlar (0)
Hikâye Japonya’da geçiyor. Günlerden bir gün ordu konutanı Ashikoga Shogun Yoshimasa isimli imparator, en sevdiği seramik parçanın kırılmasıyla birlikte onu onarmayı istiyor. Kırılan eşyasını yanına alarak, tüm parçalarının yeniden yapıştırılarak tamir edilmesi için Çin’e doğru yola çıkıyor. Fakat imparatora geri gelen eşya, korkunç görünüyor. Son derece kaba metal parçalarla birleştirilmiş parçanın ardından eski görünümüne en yakın ve daha estetik nasıl yapılabileceğini soruyor imparator. Ardından Japon sanatçılar, 15. yüzyılda bu ihtiyaca Kintsugi ile yanıt veriyor.
Peki, Kintsugi adını nereden alıyor? Altın doğrama ya da altın onarımı olarak dilimize çevrilen kavram içinde Kin altın, Tsgui ise birleştirmek anlamına gelen iki Japonca kelime aslında. Bu sanatı altın ile birleştirerek hala değerli olduğu vurgusu da ihmal edilmemiş. Yani kırılma ya da zarar görme gibi durumlarda bir şeyin eskisinden daha da değerli hale geldiğini ifade eden Kintsugi ile hayatımızın her alanına yayılan bir bakış açısıyla karşı karşıya kalıyoruz aslında.
Kusursuzluğa Kintsugi ile tepki
Yeni bir şans daha kazandıran, eskisinden daha büyük bir motivasyonla baştan başlayabilmeyi temsil eden Kintsugi, kırıkların içindeki güzelliği anlatıyor. Yepyeni bir vazo gibi görünmeyi değil tam tersi kırıldığı yerlerden ışıldayarak vurgulamayı amaçlıyor.
Sadece altınla değil gümüş ya da platin ile de uygulanabilen Kintsugi yöntemi, bu tarz parlak malzemelerle kırıldığı vurgusunu daha da güçlü bir şekilde haykırmaya ve kendini bu kusurlarıyla belli etmeye odaklanıyor. Bir kişisel gelişim yöntemi olarak da düşünebileceğimiz bu derin felsefenin kendini kusurlarıyla sevme ve olduğu halinden memnun olmak gibi bakış açıları da var elbette.
Yeniden doğuşa inanmak
Tüketim çılgınlığı içinde sürekli yeni bir şeyler almanın peşinde olmaya, her şeyin zihnimizde olduğundan daha hızlı eskimesine Kintsugi ile cevap veren Japon felsefesi, hızlı çağa geleneksel ve bilgece bir yanıt veriyor. Tamir edebilmenin içindeki emeği ve zanaatı da görmeyi anlatıyor. Kusurun içindeki kusursuzluğu, eskinin içindeki derinliği...
Kusursuzluk arayışına tepki veren Kintsugi’nin, başka bir Japon felsefesi olan Wabi-sabi’den geldiği de söyleniyor. Kusurlu olana kucak açmak anlamına gelen Wabi-sabi, Kintsugi ile tam bir hayat tarzına dönüşüyor. Dinginliği, tevafuku işaret ediyor.
500 yıllık felsefenin ruhsal boyutu
Tekrardan var olma çabasına en değerli madenlerle vurgu yapan Kintsugi, gezegene duyduğumuz saygıyı artırma kavramı olan sürdürülebilirlikle de varlığını destekliyor. Son yıllarda teknolojinin bir getirisi olarak çabucak tüketip dikkatimizi üzerinden çektiğimiz, her daim yeniyi aradığımız bu dipsiz kuyu içinde durup bir bakmayı, ihtiyacımızdan fazlasına yönelmemeyi ve diğer bir yandan her zaman ve her koşulda tüm gücün sadece bizim içimizde olduğunu söylüyor. Ve elbette yeniden başlamanın her gün mümkün olduğunu da...
Seramik üzerinden devam eden bu felsefenin odağında seramikle yola çıkması da ayrı bir derinlik içeriyor. Doğadan gelen ve insan eliyle şekillenip toprakla hayat bulan seramik malzemesi, hiçbir zaman bizi terk etmiyor. Her zaman yeniden doğabilen, dönüşebilen ve gelişebilen bu kıymetli malzemenin Kintsugi ruhuyla daha da derinlik kazanması dikkati çeken bir başka detay.
Tarihteki Kintsugi zanaatkarlarından bir alıntı:
“Kırık eşyadaki güzelliği tamir etmez. Oradaki güzellik, aslında ona nasıl baktığınızla anlam kazanıyor. Kırık olandaki gücü görmek, çöpe atmak yerine yeni bir yaşam şansı vermek demek Kintsugi.”
Nesneleri, kırık ve eskiyen halleriyle olduğu gibi kabul eden Kintsugi, tam ve bütün olmanın kabulüne inanıyor. Belki bir vazo, belki bir heykel ya da belki bir tabak... Asla yolun sonu olmadığını, yeniden ve eskisinden daha büyük bir gülümsemeyle yeniden var olmaya olan cesareti toprağın hiç bitmeyen devinim ve yaratma enerjisiyle ustaca birleştiriyor. Özetle şu sıralar seramik atölyelerinde keyifli workshoplarla deneyimleyebileceğimiz Kintsugi’den öğreneceğimiz çok şey var.
Henüz yorum yapılmadı.