Sürdürülebilir Ahşap'tan Akıllı Teknolojiye: Eko-Şık Bir Mutfak Tasarlamanın 10 Yolu
Doğal olmanın ham çekiciliği ile son teknolojinin çağdaş estetiğinin buluştuğu büyüleyici mutfaklar dünyasına hoş geldiniz. Böyle bir platformda, olağanüstü ve çevreye duyarlı bir mutfak için eko-şık bir mutfak tasarlamanın 10 farklı yolunu öğrenmek için yola çıktık.
- 27 Ekim,2023
- 4 dk okuma
- Bu içerik 493 kişi tarafından okundu
- Yorumlar (0)
Bir hayal edin: Gün ışığı ile aydınlanmış, yeryüzü tonlarını taşıyan bir mutfağa giriyorsunuz; taze demlenmiş kahvenin yumuşak aroması odayı dolduruyor. Bu davetkar atmosferde güne başlarken, teknolojiyi hem de doğayı buluşturan bir mekanda yüzeylere tek tek dokunuyor ve tüm konforlarınıza ulaşıyorsunuz.
Günümüzde sürdürülebilirlik kavramı ve eko-şık bir mekan tasarlamak, ciddi bir konu ve üreticilerin öncelikleri arasında. Uzun ömürlü ve dayanıklı malzemelerle hazırlanmış ve çevreci tasarımlarla donatılmış alan denildiğinde ise akla ilk önce mutfaklar geliyor. Hem yüzeyleri, hem cihazları, hem mobilyaları, hem de aksesuarları ile eko-şık rütbesi bulunan mutfaklar, uzun vadede gezegen üzerindeki olumsuz etkileri azaltan mekanlar yaratma konusunda ilham kaynağı oluyorlar. Kısacası bir zamanlar çöpleri ayrıştırmakla başlayan hareket, bugün mekanı oluşturan tüm dokular ve detaylarda sürdürülebilirlik kriteri aramaya kadar gelmiş durumda.
Peki eko-şık bir mutfak yaratmak için neler yapabiliriz? İşte uzun vadede yaşama katkı sağlayacak bir mutfak tasarlamanın 10 yolu.
1. Sürdürülebilir orman kaynaklarından üretilen ahşabı seçin
Bir mutfak tasarlarken, hele de bu doğaya saygı duyan ve onunla örtüşen bir mutfak olacaksa, ahşap malzeme en baskın ve hissedilir materyal olmalı. Ancak bu konuda titizlik şart, yani her ahşap, sizi eko-şık bir ev sonucuna götürmez. Sürdürülebilir ormanlardan malzeme sağlayan ahşap işleri tercih etmelisiniz çünkü bakımı özenle yapılan bu ormanlarda kesilen her ağaca karşılık yeniden ağaç dikilmekte. Dolayısıyla, -özellikle de mobilyalarda- sürdürülebilir orman kaynaklarını kullanan üreticilerle çalışmalısınız. Mobilya dediğimizde, dolaplar, kapılar, paneller, masa ve sandalyeler gibi tüm ürünleri işaret ediyoruz.
2. Minimalizme güvenin
Sadeliğin, azlığın, yalınlığın ve aşırı tüketime karşı durmanın diğer adı olan minimalizm organizasyon ve işlevselliği de artırır. Dolayısıyla mutfakta mümkün olduğunca detaylardan kaçınarak, net çizgiler ve modern bileşenlerle minimalist olun ve açıklık hissi yaratın.
3. Geri kazanılmış malzemelere yönelin
Aksesuar ve aydınlatmalarda geri kazanılmış mantar, paslanmaz çelik, cam, linolyum veya bambu içeren materyalleri tercih edin çünkü bu malzemeler geri dönüştürülmüş- dönüşebilecek malzemelerdir ve karbon ayak izinizi azaltmanın harika bir yoludur. Öte yandan yüzeylerde porselen seramiğe yönelebilirsiniz. Şayet hem sürdürülebilir hem de estetik yönden çekici bir mutfak hayal ediyorsanız size terracotta, kayrak veya taş gibi doğal görünümlü bir porselen seramik tavsiye edebiliriz. Örneğin Kalebodur’un Val di Susa porselen seramikleri kaya yüzeyini, Heraklia serisi antik taş yüzeyini yansıtırken sürdürülebilir porselen yüzeyler sayesinde dünyaya da iyi bakmış oluyorsunuz.
4. İkinci el ürünlerler karıştırın
Geri dönüşümün ötesinde, neden ikinci el aletler ve mobilyalar satın alarak aracıyı ve ardından gelen karbon ayak izini tamamen ortadan kaldırmıyorsunuz? İkinci el alışverişin ekolojik faydaları çoktur: Atıklardan tasarruf sağlar ve iyi durumda olan, çalışabilir cihazların atılmasından kaynaklanan emisyonları azaltır. Elbette bunun için ikinci el satan mağazalar var; hem dijital ortamlarda hem de çeşitli semtlerde. Örneğin İstanbul’da, Cihangir, Çukurcuma, Bomonti, Reşitpaşa ve İstinye gibi semtlerde ikinci el ama iyi bakılmış vintage ürünleri bulabilirsiniz.
5. Su kullanımını optimize edin
Bulaşık makinesi (su tüketimini artıran elde yıkama ile karşılaştırıldığında) suyu verimli şekilde kullanmanın en doğru yoludur. Şayet elde yıkamaya alışıksanız (bazen daha pratik görünür) lavabonun altına zamanlayıcılar takabilirsiniz: Bunlar, gereksiz kullanımı ve borulardaki birikmeyi kontrol ederler. Bir başka çevre dostu çözüm ise fotoselli armatür ve bataryalar kullanmaktır. Fotosel bir kızılötesi teknoloji olarak, sadece yaklaşıldığı zaman uyarıya geçer ve her seferinde yalnızca ihtiyacınız kadar su kullanacağınız için daha az su tüketmiş olursunuz. Örneğin, akıllı akış sistemiyle %50’ye varan su tasarrufu sağlayan Kale markalı Nova, Basics ve Sempre armatür serileri, Kale Cold Start Sistemiyle soğuk ve sıcak su geçişlerini dengeliyor ve enerji kaynaklarını tasarruflu kullanmanıza yardımcı oluyorlar. Kumanda kolu ortada olduğunda ılık değil, soğuk su akışı sağlayan Cold Start sistemi sayesinde evin ısı sistemini de gereksiz yere çalıştırmamış oluyor, bu sayede su ve enerji kaynaklarımızı verimli kullanarak sürdürülebilir yaşamı destekliyorsunuz. Ek olarak, bir arıtma cihazına yatırım yapmak ise, şişelenmiş su satın alımını azaltacağı için büyük miktarda plastik atık tasarrufu konusunda da yardımcı olacaktır.
6. Ekolojik boya kullanın
Ekolojik boyalarda mutfağınızın hava kalitesine zarar veren uçucu organik bileşikler bulunmaz. Çünkü boyalar sadece iç mekan kirliliğinin zararlı bir kaynağı olmakla kalmaz, solventler, biyositler ve yumuşatıcı maddeler gibi atmosferik emisyonlar nedeniyle de zararlı olabilirler. Bu nedenle mutfağınızı olabildiğince doğal boyalarla renklendirmeye özen göstermelisiniz. Öte yandan tek kullanımlık ambalajları ortadan kaldıran, daha çevre dostu tedarik zincirleri kullanan, plastik içermeyen boyalar üreten, boyaları için geri dönüştürülmüş teneke kullanan, karbon markaları da tercih edebilirsiniz.
7. Verimli aydınlatma düzeni kurun
Bir mutfak hem ekolojik hem de şık olacaksa, kaynakları daima doğadan ve büyüleyici olmalıdır… Doğal ışık da bunlara verilebilecek en güzel örneklerden biridir. Doğal ışık, evinizi enerji harcamadan aydınlatmanıza olanak tanır, dolayısıyla yetinmeyin. Şayet pencereleri büyütebilecek veya genişletebilecek bir imkanınız varsa mutlaka yapın. Hatta tavan pencereleri veya kayar cam kapıları da öneriyoruz.
Buraya kadar doğal ışıktan nasıl maksimum faydalanmamız gerektiğini anladık; bundan sonra da yapay çözümlerin nereye kurulacağını düşünmelisiniz. Gün boyunca doğal ışık seviyelerini ve açılarını gözlemleyin (çünkü bu, mutfağınızın yönüne bağlı olarak önemli ölçüde değişebilir), ardından hangi saatte nerede yapay ışık kaynağına ihtiyacınız olduğunu hesaplayabilirsiniz.
Burada şunu unutmayın; yapay aydınlatmanız için önemli miktarda ışık yayan diyot (LED) içeren ampullerden uzak durmalısınız. Bunlar, atıldığında atmosfere tehlikeli emisyonlar salan cıva gibi zehirli kimyasallar içerir. Kompakt floresan lambalar (CFL'ler) gibi enerji tasarruflu ampuller, LED'lerden çok daha uzun süre dayanır; burada tasarruf edilen enerji miktarı, yaklaşık bir ay kullanıldıklarında ekstra maliyeti telafi eder.
8. Yerel pazarlardan alışveriş yapın
Pazarlar, manavlar, lokalin esnafları… Sürdürülebilir mutfağın vazgeçilmez kurallarından biri de yerel kaynaklı ürünleri satın almak ve lokal üreticiyi desteklemektir. Bu tercih, daha kısa taşıma süresi ve daha az yenilenemeyen enerjinin kullanılması anlamına gelir ve hammadde israfını en aza indirmiş, tedarik zincirini kısaltmış olursunuz. Bu da tüketimde frene basmış olduğunuz anlamına gelir.
9. Enerji tasarruflu cihazları seçin
Sürdürülebilir mutfak tasarımına bütünsel bir yaklaşım benimsediğinizde, enerji tasarruflu cihazlar da planınızın bir parçası olacaktır. İster tost makinesi, ister bulaşık makinesi olsun, her cihazda değerlere bakarak en iyi enerji tasarrufu sunanları tercih edin.
10. Gerçek yeşile yer açın
Eko-şık mutfağınızda yeşil faktörünü, yani bitkileri, çiçekleri hatta iç mekan ağaçlarını da unutmamalısınız. Taze otlar sadece harika kokmakla kalmaz, görsel olarak doğa tandanslı bir atmosfer ve algı da yaratırlar. Ayrıca havayı temizlemeye de yardımcı olurlar.
Henüz yorum yapılmadı.