Seramik Sanatçısı: Atilla Galatalı

Artvin Arhavili seramik sanatçısı Atilla Galatalı, 17 Mayıs 1936 doğumlu. Seramik sanatının öncülerinden olmasının yanı sıra 1970’li yıllarda karşımıza çıkan birçok mimari yapıdaki duvar panolarıyla adeta çığır açmış bir isim. 

Arhavili bir ailenin altıncı çocuğu olan Atilla Galatalı, küçük yaşta geçirdiği bir hastalık sonucu kaybettiği duyma yetisiyle lise öğrenimini yarıda bırakmış. 1957 yılında başladığı Bedri Rahmi Eyüpoğlu atölyesindeki mozaik serüveninde ilk çalışmalarını dünyaya getirmiş aynı zamanda.

Bedri Rahmi Eyüpoğlu’ndan aldığı derslerle mozaik konusunda bir hayli yol kat eden sanatçı, ilk çalışmalarını resim ve mozaik teknikleri üzerinde geliştirmiş. Seramiğe duyduğu bu aşkın devamında İsmail Hakkı Oygar ve Hakkı İzzet gibi ünlü seramikçilerden dersler alan Galatalı, Eczacıbaşı’nın düzenlediği seramik kurslarıyla da kendini geliştirmeye devam etmiş bir yandan.

1960’lı yıllar: Seramik aşkının uyanışı

1959 yılına gelindiğinde İstanbul Belediye Sarayı’nın tam 7 panosunu mozaikleriyle süsleyen sanatçı, aynı yıl Ruzin Gerçin’in mimarlık ofisinde de çalışmaya başlamış. İlk zamanlarında Eczacıbaşı’nın grup çalışmalarında başlayan sanat hayatı sonraki yıllarda onu bireysel üretimlere yönlendirmiş. 1962 yılında Talyan Seramik Fabrikası’nda çalışmaya başlamış ve ardından sıra kendi atölyesini açmaya gelmiş: Yıl 1967 ve Kireçburnu’ndaki o ilk atölye...

Bu sürecin sonrasında ve daha doğrusu 1970 yılı ve sonrasında çalışmalarına daha çok üç boyutlu görünümler hâkim olmuş. Selçuklu sanatının köklü biçim anlayışının etkilerini görebildiğimiz o yıllarda, aynı zamanda Türk seramik sanatının yepyeni bir formunun da öncüsü olmuş. 1963 yılıyla 1986 yılları arasında Türkiye ve dünya çapında kazandığı ödüllerle ünü global bir noktaya gelmiş bile: 26 birincilik, 2 ikincilik ve 3 mansiyon ödülü...

Hayatın içinde seramik panolar

Sanat yaşamı süresince 150’den fazla büyük boyutlu pano çalışması yapan sanatçı, en ünlü eserleriyle ülkemiz sınırlarını zenginleştiriyor: İstanbul Deniz Müzesi, Harbiye Ordu Evi, İzmir Efes Oteli, Eczacıbaşı Seramik Fabrikası en ünlü eserlerinden... Gecesini gündüzü seramik sanatına adayan sanatçı, kişisel denemeleriyle seramiğe yön vermeyi başarmış bir isim. 

Cumhuriyet’in en taze yıllarından geleneksel bir yaklaşımla ürettiği çalışmalarında çağdaşlığa her geçen yıl küçük adımlarla yaklaşmayı seçen sanatçı, ikinci kuşak çağdaş Türk seramik sanatçısı olarak kabul ediliyor. Sanat yaşamının son yıllarına doğru Füreya Koral tekniklerine özgün yorumlar katmış ve organik yüzey kuramını vurgulamış. Füreya Koral gibi Atilla Galatalı’nın da mimari dekorasyonda bütünleyici bir unsur olarak kullandığı sanatsal seramik çalışmaları, günümüzün dekorasyon anlayışına ışık tutuyor.

Ünlü panosu: “Güneş Motifi”

35 yıllık sanat hayatı içinde her zaman ileriye doğru uzanan gelişim serüveniyle sanatçı, seramik sanatının geliştiricilerinden biri olması bir yana yeniyi aramayı hiç bırakmayan ve tutuculuktan uzak bir tavırla üreten bir isim olmayı başarmış. Öncelikle Türk seramik sanatına ve sonrasında dünyanın seramik-sanat ve mimari üçgeniyle buluşmasına öncülük etmiş Atilla Galatalı, iç ve dış mimari yapıların duvarlarını seramikle kaplayan ilk isimlerden.

25 Mayıs 1994’de aramızdan ayrılan sanatçı, seramiğin formları içinde gezinirken, farklı yüzeylerin arasındaki doğal geçişleri de araştırmış. Formun iç dinamiği ve üç boyutlu tasarımlar arasındaki ilişkiyi incelemiş. 1972 yılında Vallauris-Fransa Uluslararası Seramik Bienali’nde birincilik ödülü aldığı “Güneş Motifi” isimli panosu, Vallauris Moderv Seramik Müzesi’nde sergileniyor.

Küçük bir dip not: Aynı zamanda “Toprağın ve Güneşin Ozan Atilla Galatalı” ismini verdiği kitabıyla yazar Anna Turay’ın ölümsüzleştirdiği sanatçının hayatı da okunmaya değer.