Bahara Yakışır Bir Bakış Açısı: Evinizde Hygge Felsefesi

Pandeminin etkilerini yavaş yavaş üzerimizden atmaya başladığımız bu yıla kadar uzun bir süre boyunca kişisel mutluluğumuzun ne denli önemli olduğunu düşündüğümüz onca zaman içinde, hepimiz kendimize özgü bir yol çizdik. Yaşam biçimimizi sorguladık, düzenledik, değiştirdik... Mutluluğun sadece kendimizle bağlantılı bir seçim olduğunu öğrendiğimizden bu yana kişisel yolculuğumuza katkı sağlamayı haklı buluyoruz artık.

Anda kalmak, kendine iyi bakmak, önceliği kendi yapmak gibi görevler bir yana her daim dengede ve mutlu kalabilmenin zorluğu ve kıymetiyle kol kola, bazı felsefelere yakınlaşıyoruz. Bu düşüncemizi daha spesifik bir yaşam formu haline getirmek, maksimum fayda sağlamak ve daimî hale getirmek, adeta kendimizi dış dünyanın olumsuz tetikleyicilerinden koruma kalkanı... Bu kalkanı güçlendirecek felsefelerden birini konu ediyoruz şimdi: Hygge!

Mutluluğun daim olduğu bir bakış açısı

Danca bir kelime olan Hygge, “ruhun kendini iyi hissetmesi hali” olarak tanımlanabiliyor. İlhamını sadelikten ve sıcak, samimi bir hayat tarzından alan bu felsefe, rahat hissedebilmek, mutlu ve huzurlu olmak, samimiyeti tercih etmeyi vurguluyor. Peki, bu felsefeyi bahar aylarıyla özdeşleştirebilir miyiz dersiniz?

İlkbaharla birlikte içimizde açan çiçekler, doğanın takip ettiği uyanışla eş zamanlı büyüyor, gelişiyor. Yeniden başlayabilmenin gücü ve yeniyi karşılayabilmenin heyecanı, iyi niyet, dinamiklik ve güzel enerjiler... Bahara yakışan bu Hygge felsefesiyle nasıl hemhal olunur, bir bakalım istedik.

Hygge Sunar: Mutluluk Araştırma Enstitüsü

Danimarkalıların dünyaya hediye ettiği Hygge felsefesi, kendine ait bir enstitü ile adeta bir manifestoyu andırıyor: https://www.happinessresearchinstitute.com/ web sitesinden bu felsefenin tüm detaylarını görebileceğiniz Hygge bakış açısında kendinizi bulacağınız çok fazla detay var. Tüm bu adımlar içinde bakış açımızı ve seçimlerimizi Hygge’ye uyarlamak isteyenlere önerilerimiz var!

Öncelikli seçimleriniz her zaman rahatlığınızı düşünmek üzerine olmalı. Kişisel kullanım ve günlük tercihlerinize bir göz atın. Örneğin ofisinizi evinizde mi kurguladınız? Öyleyse keyifli bir çalışma alanına ihtiyacınız var demektir. Ergonomik ve rahat bir çalışma sandalyesi, sakin ve konforlu bir çalışma alanı için pratik bir çalışma masası seçimi söz konusu olduğunda mutlaka kaliteli olana yönelmelisiniz.

Bilinçli Hygge adımları

Peki, akşam saatlerinde mutlaka favori dizinizi izlemeye mi vakit ayırırsınız? Öyleyse yumuşacık ve dinlendirici bir aydınlatmaya şans vermelisiniz. Diğer yandan bu ambiyans için her zaman kokular çok önemli bir unsurdur. Mis kokulu ve doğal içerikli mumlarla yarattığınız köşesi her daim canlı tutun. Yapay ışıktan uzak, doğal ışıkla idame ettirdiğiniz bir yaşam tarzı günün her saatinde ihtiyacınız olacak bir seçim. 

Anın tadını çıkarma konusunda ısrarcı olun. Eğer biriken işler sizi huzursuz ediyorsa planlı olmanın tadına bakmalısınız. İşlerinizi maddeler halinde zamana yayıp mutlaka kendinize ayırdığınız vakitte verimli bir mutluluk içinde olduğunuzdan emin olmalısınız. Anın keyfini çıkarmak için favori kahve ya da tatlınız, kendinize verdiğiniz bir ödül niteliğinde olmalı.

Samimi ortamı yaratabilmek

Hygge, yaşam ritüelinizde sevdiklerinize ayırdığınız anların önemini de vurguluyor. Konforlu ve büyük bir yemek masası etrafında lezzetli bir kahvaltı yaptığınız hafta sonu buluşmaları örneğin... Özenle ve eğlenerek hazırladığınız bu anları çoğaltabilmek, bu felsefenin en önemli maddelerinden biri. Birlikte hazırlayıp birlikte keyfini çıkardığınız, saate hiç bakmadığınız o anlar topluluğu...

Şükredebilmek, olduğu gibi kabul edebilmek üzerine kurulu bu felsefede kalıplar içinde hapsolmadan, tamamen kendi mutluluğunuzu ve bu mutluluğunuzu sevdiklerinizle çoğaltabilmenizi odağınıza aldığınız bir bakışla Hygge bir yaşam şekline dönüşüveriyor işte!